renkli tarihimiz etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
renkli tarihimiz etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

22 Ağustos 2020 Cumartesi

Renkli Tarihimiz- El- Muhannesun (Gerçek kadınlar olduk)


Bugünlerde muhannes kelimesi Arapça’da bir hakaret olarak kullanılsa da, Araplar bu kelimeyi geçmişte bir hakaret olarak değil, erkek olarak doğmuş, feminen karakterli, bugünkü transeksüel kadın kavramına en yakın tanımda kullanmışlardır. Bu terim feminen tavırlı eşcinsel erkekleri de kapsıyor. Muhanneslerin görünürlüğü neredeyse tüm İslami dönemlerde ve farklı ülkelerde açıktı. Sakallarını traş etmeleri, feminen konuşmaları ve Dalal, Tarifa gibi kadın isimleri kullanmalarıyla tanınırlardı. 
Hicretten sonraki ilk yüzyılda Ebu Bekir ibn Amr ibn Hazm, halife Süleyman ibn Abdal-Malik’ten muhannes sayılmasını istemiş, bunun üzerine halife, Medine şehir meclisine bir mektup yazmıştı. Yazarın kaleminden mürekkep damlası düşmüş, muhannesleri “saymak أحص” kelimesini “hadım etmek أخص”’e dönüştürmüştü. Mektup Medine’deki yetkililere ulaşıp katip okuduğunda yetkili “saymak” kastedilebileceğini anlamıştı. Katip, kha harfinin üstünde açıkça nokta olduğunu belirtti. Yetkili tüm muhanneslerin hadım edilmesi emrini verdi. Hadım edilmiş muhannesların sayısı tarih kitaplarında farklılık gösteriyor. Bu sayı 2,4,6,9 olarak değişiyor. Hadım zorunluydu ve bu yüzden bir şiddet sayılırdı. Ama ilginç olan buna tepkilerdi. 
 Ebu al-Fadl al-Meydani, Tuvays’ın hadımdan sonra: “Bu da başka bir sünnetti.”, Dalal’in: “En iyi sünnetti.”, Bard el-Fuat’ın:“Çiş borusu taşımaktan artık hürüz.” Zill Ash-Şagar’ın:“Niye kullanmadığımız bir silah taşıyalım ki?” dediğini aktarır. Hamza el-İsfahani, Tuvays’ın: “Siz bişey yapmadınız. Biz hadımla tamamen muhannes olduk.” dediğini aktarır. Dalal’in: “Tamamen muhannes olmak artık ulaşılabilir.” dediğini al-Bladheri iletmiştir. El- Jahiz’in iletimiyle Medine’nin ileri gelenlerinin onların: “Bizler artık gerçek kadınlarız.” dediğini, tercih ediyor olsalardı da kadın olmayı tercih edeceklerini aktarır. Hadımın sonucuna yönelik de: Bu hadımla muhannes kadınların ve feminen erkeklerin asla erişemeyeceği yumuşak bir ses ve düzgün vücut hatlarına sahip olduklarını iletmiştir, ki bu onların transeksüel kadın tanımını kapsadıklarını göstermektedir.

Kaynak: https://drive.google.com/file/d/1zPrJOEkphiKQPeG1TNdLZ2FW_fiIs-TV/view

15 Ağustos 2020 Cumartesi

Renkli Tarihimiz - Badhl, Şarkıcı – Lezbiyenlikten daha tatlı bişey görmedim


Abbasi’lerde, Caliph al-Mumun’ın hümükrandığı döneminde yaşadı. O dönemin yirmi binden fazla Arapça şarkı sözünü kitaplaştırarak sunan en önemli şarkıcılarındandı. Hem de yüzbinlerce şarkı sözünü ezberledi.

Yıllarca bir sanat okulunda şan ve müzikle ilgili büyük bir bilgi ve deneyimle yetenekli bir sanatçı olmasına yardım eden Ebu el-Kasım ibn Jami ve İbrahim ibn el-Mahdi gibi kıdemli uzmanların rehberliğinde eğitim gördü. En büyük destekçisi şarkı sözlerinde bilir kişiye dönüşmesini sağlayan muazzam hafızasıydı.
Ebu al-Faraj al-Isfahani ünlü kitabı al-Aghani’de: “Badhl güneşti. Medine’de doğdu ve Basra’da yükseldi. Çokça anlatılan rivayetlerde otuz bin şarkıyı söylemesiyle bilinen ileri gelen hayırseverlerinden biriydi.” yazdı. İtibarı ve bilgeliği sebebiyle evlilik teklifi sunan, ve bin bir çabayla gönlünü almaya çalışan hayranları vardı. Ama o erkeklerle evlenmeyi kesin olarak reddetmesiyle de tanınıyor. Al-Isgani onun “zarifa (Osmanlı Dönemide zürafa olarak kullanılırdı)” olduğu söylüyor. Arap şehirlerinde “Zarifa” bugünkü anlamıyla lezbiyenleri tanımlayan kelimedir. At-Tifashi de: “Bir kadına zarifa denmişse, bu onun lezbiyen olduğu anlamına gelir.” demiştir. Al Isfahani,  Caliph al-Mamun’nin içki masasında yaşanan bir olaydan bahsediyor. Söylediği şarkının bir dizesinde:
“Bir vaatten daha tatlı bir şey görmedim.” yerine, sözleri değiştirerek: “Zürafalıktan daha tatlı
bir şey görmedim.”diyor.

Kaynak: https://drive.google.com/file/d/1zPrJOEkphiKQPeG1TNdLZ2FW_fiIs-TV/view

8 Ağustos 2020 Cumartesi

Renkli Tarihimiz - Yukarı Mısır'dan Bir Lezbiyen, Mısırlı lezbiyenlere bulaşmayın!


Tihafsi, kitabı Nuzhat al-Albab’ta Abbasi döneminde Mısır’da tanıştığı Mısırlı bir yargıcın hikayesini anlatır. Olan şu ki, bir gece yargıç yukarı Mısır’da Qarafa ( Kahire’de bir antik mezarlık alanı) ‘ya gider ve orada kalmaya karar verir. Kadınların her hafta buluştuğu konutlar vardır. Mezarlıklar arasında katır sürerken, Qarafa’nın kenarında bazı sesler duyar. Ses, bir kadının inleme ve nefes sesleridir. Ses yargıcı şaşırttı ve nereden geldiğini bulmaya sürükler. Çok güzel bir Türk kadın ve üzerinde uzanan Mısırlı bir kadın görür. Seks yapıyorlardır ve birbirlerine romantik sözler söylüyorlardır.
Yargıç onları ifşa etmek istediğinde, mısırlı kadın susması ve onları rahat bırakması karşılığında Türk kadını ona sunar. Yargıç çoktan Türk kadının güzelliğine tutulduğu için kabul eder. Katır ve kırbacını Mısır’lı kadına bırakıp, kıyafetlerini soyup, ayakkabılarını çıkarmak için Türk kadına yaklaştığında, diğer kadının katırın kaçıyor bağırışlarını duyar ve yarı çıplak halde katırın ardından koşar. Ardından iki kadının kahkaha seslerini duyar. Kadın katırı kırbaçlamıştı ve insanlar da ona güldü. Bu olaydan çıkarılacak ders: Mısırlı lezbiyenlere bulaşmayın.

Kaynak:  https://drive.google.com/file/d/1zPrJOEkphiKQPeG1TNdLZ2FW_fiIs-TV/view

1 Ağustos 2020 Cumartesi

Renkli Tarihimiz - El Amin, Eşcinsel Halife

Harun er-Raşid’in oğlu Abbasi halifesi Muhammed el-Amin, bir kadınla evlenmekten kaçındı ve zamanının çoğunu genç oğlanlarla geçirdi.
Bu oğlanlardan biri de Kawthar’dı. Al-Amin tarafından seviliyor ve arzulanıyordu. Ona olan tutkusunu ifade ettiği şiirler yazdı. Hatta halifeye ulaşmak isteyenlerin bile, Kawthar’ı öven şiirler  yazması gerekiyordu.

Al-Amin’in Kawthar’a yazdığı dizelerden bazıları:
“İnsan sefil bir aşıktan ne isteyebilir ki
Kawthar benim dinim, hayatım, derdim ve dermanım
Biçaredir ki aşığı aşığından vazgeçirmek”

Annesi Zubahdah bint Ja’far saraydaki bakirelere erkek üniforması giydirerek onu kadınlara yöneltmeye çalıştı ama çabaları kifayetsiz kaldı.

Kaynak: https://drive.google.com/file/d/1zPrJOEkphiKQPeG1TNdLZ2FW_fiIs-TV/view

25 Temmuz 2020 Cumartesi

Renkli Tarihimiz - Abbasi Dönemindeki Transerkekler

Gey halife el-Amin’in onu kadınlara yöneltmeye çalışan annesi, saraydaki tüm bakirelere askeri erkek üniforması giymeyi emretmişti. Onlar çoğunluklar Ghulamiyyat (erkek gibi kız, erkek hizmetçiler) olarak bilinir.
Ghulamiyyatların varlığı yaygın bir olguydu. Gerçi bu Abbasi toplumundaki erkek eşcinselliğinin görünürlüğünü azaltmasına yardımcı olmadı. Ama bir çok transerkek ve kuir insanın daha özgürce kendini ifade etmesine yardımcı oldu. Sadece kıyafet değil, erkekler gibi farklı saç ve sakal şekillerine, koku ve aromalara da sahiplerdi. Bazısı Kasım, Cabbar gibi isimler bile kullanırdı. Ebu Nüvas bir şiirinde:
“Siyah gözlü kadınlar saygın bir şekilde erkek kıyafetinde göründü
Karışımlardan yapılmış sakal ve kıvırcık kısa saçlar ile
Açıkça maço tavırlara büründü, oyunlar oynadı
Erkeklerin oynadığı, el sanatları denedi
Silahlarını kullandı ve insanlar ayırt edemedi
Onlarla biyolojik erkekler arasındaki farkı”

Ebu Nüvas başka bir şiirinde:
“Güzel gözlü feminen maskülen bir kadın
Onu görseniz, erkek dersiniz”

Bu eşcinsel bir halifenin yönelimini değiştirmek için bir hareket olsa da, transseksüel erkeklerin alanlarda daha özgür olmasına yardımcı oldu.

Kaynak: https://drive.google.com/file/d/1zPrJOEkphiKQPeG1TNdLZ2FW_fiIs-TV/view

18 Temmuz 2020 Cumartesi

Renkli Tarihimiz - Ebu Nuvas


En ünlü ilahi yazarlarından biridir. “Affediciliğin büyüktür.” isimli ilahisi Şii ve Sünni bir çok
ünlü şarkıcı tarafından seslendirilmiştir. Hala dini kanallarda çalmaya devam etmektedir.
Ebu Nuwas Abbasi döneminin en önemli şairlerinden biriydi. Belki de onun karakteri kendi
dönemi ve sonrasındakiler içinde en karmaşık olanıydı. Ebu Nuwas, kendisiyle ilgili olmayan
konuları hiç dert edinmeyen bir şairdi.
Başkalarının hakkındaki düşüncelerine önem vermedi. Aksine eylemleriyle açıkça ikiyüzlülüğü
küçümsedi.
Şaraba düşkündü ve onu öven şiirler yazardı. İnsanların çoğunun gizlice içmesiyle ilgili bu
dizeleri yazdı:
“Bana şarap dök ve de ki: Bu şarap
Açıkça dökmek varken, gizlice dökme.”

Tüyü bitmemiş oğlanlarla flört etmek yaygınken, o sakallı erkeklerle flört ederdi:
“Dedikoducular yanağında sakalları bitmiş diyor
Haddinizi aşmayın, bu bir hata değil diyorum
Güzelliği onu bulduğum günkü gibi, aynı
Ve bu şiir de laf edenlerden onu savunmak içindir.”
Ayrıca açıkça ve cesaretle erkek hizmetlilerin yanı sıra kadın sayılan al-Ghulamiyyat
(transerkek hizmetçi)‘larla flört etti.
Ebu Nuwas, kendiyle barışıklığın, dürüstlüğün, şeffaflığın ve şuan panseksüellik dediğimiz
cinsel çeşitliliğin güçlü bir örneğidir.

Kaynak: https://drive.google.com/file/d/1zPrJOEkphiKQPeG1TNdLZ2FW_fiIs-TV/view

11 Temmuz 2020 Cumartesi

Renkli Tarihimiz - Endülüs'lü İbn Sahl – Sevilla Şairi

Eşcinsel ilişkilere açıklık İslam Devletlerinde yaygındı. Endülüs’lü şair Ibrahim ibn Sahl al- Ishbili, Sevilla şairi olarak bilinir. Sevilla şehrinde, yahudi bir ailede doğmuş Endülüslü bir şairdir. Gençlik çağlarında İslam’a geçmiştir, Hz. Muhammed’i öven şiirler yazmıştır. Muvaşşaha olarak bilinen yöntemi en belirgin şekilde gazel türündeki şiirlerinde kullanan Endülüs’lü şairdir. Bu şiir gibi birçok şiiri hala popülerdir:

“Kırgın kalp hayalinle dolu
Sensiz uyku artık hoş değil
Tümüyle aşk ve arzuyum,
Seni seven. Ay’ım, dürüstçe ve övünçle”

Al-İshbili Musa adında bir erkeğe aşıktı ve şiirlerinde bundan söz ediyordu:
“Musa’nın yanağındaki çiller
Aşkın ışığındaki kara ihtarlar gibidir
Ve gamzesi mürekkep sıçraması gibi
Güzel bir sarmaldır”

Bazıları Al-İshbili’nin erkek bir aşığından değil, Musa peygamberden bahsettiğini söyler.  al- Bahr al-Muhit’i yazan  Athir ad-Din Ebu Hayyan, açıkça flörtle ilgili dizelerini göstererek bu iddianın yanlış olduğunu kanıtlar:
“Peygamber Musa’yla ilgili hikayeler dinleyip dururum
Senden bahis bulmayı arıyorum.”
Ve başka bir şiirde:
“Peygamber Musa sihrin hükmünü kaldırdı,
Ve şimdi Musa sihiriyle geri döndü.”