çeviri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
çeviri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

30 Ocak 2021 Cumartesi

Fatma Mernissi'nin Peçe ve Erkek Elitler Kitabı Üzerine


Kaynak: https://www.youtube.com/watch?v=ARSyIlZKgeY

Youtube'taki Türkçe karakter sorunu sebebiyle buraya da ekledim. 

 

1 Ekim 2020 Perşembe

İMAM LUDOVİC M. ZAHED’İN KUİR MÜSLÜMAN EVLİLİĞİ


Tanrı lezbiyen, gey ve transseksüelleri sever. İmam Ludovic M. Zahed’e göre bu kuşkusuz bir gerçek. Kendisi Avrupa’nın ilk kapsayıcı camisinin ve Fransa’nın Eşcinsel Müslümanları derneğinin kurucusu, CALEM (Avrupalı ve Müslüman LGBT Dernekleri Birliği) ‘in koordinatörü, bunun yanısıra fırsat buldukça bu websitesine katkı sağlayan yazarlardan biri.. Aynı şekilde Ludovic tanrının hemcins birliktelikleri tasdik ettiğine ve İslam’a inanan eşcinsellerin de heteroseksüeller gibi evlenebileceğine son derece inanıyor. Güney Afrikalı bir erkek olan Qiyaam ile evlilik deneyimiyle başlayan geçmişinden yola çıkarak, Ludovic çok net ve etkileyici başlıktaki “Kuir Müslüman Evlilik” kitabını yazdı.

Yeni kitabınızın başlığı gayet açık ama hangi bakış açısına gönderme yaparak kuir Müslüman evliliğe bakıyorsunuz? Kitabın temel savı nedir?

Bir antropoloğun yapacağı gibi, bu kitap kimliklerimizden birini diğerine seçmek zorunda kalmadan, kuir ve Müslüman olmanın sosyolojik gerçekliğinin bir tanıklığı (makale ve biyografi arasında.). Buna ek, “yeşil kitap” dediğimiz her yıl yayınlanan homofobi, islamofobi ve transfobiye karşı bir teorik kısım koyduk. Yeşil kitap, kökenindeki proaktif saygıyı ve çeşitliliği koşulsuz sevmeyi islamın en derin köklerinde bulmayı amaç edindi.

İslamda evliliğin amacı ne?

İslam geleneği evliliği sadece bir dini tören olarak değil, aynı zamanda iki şahit ve birbirilerine sesli olarak bu özel anlaşmayı kabul ettiklerini söyleyen iki yetişkinin etik kontratı olarak değerlendirir. – ijab wa qabul (اجب وقبول)..

Yani, heteroseksüel ve eşcinsel evlilikler arasında fark var mı?

Kuir ve düzcinsel evlilik arasında hiçbir fark yoktur. İslam böyle bir fark oluşturmuyor ve arapça terim olan “zawj” (زوج; evli partner) cinsiyetsiz bir terimdir. İslami evliliğin yeni bir temsilini inşa ediyoruz. Allah’ın ve insanlığın tevhidi (tekliği), yıkmayı ve inşa etmeyi (İmamımız Amina Wadud’un da söylediği gibi) İslam’ın etiğinin kalbi olarak şart koşar.  Allah’a olan güzel inancımızı ayrımcı politik stratejilere karşı kullanarak, İslam’la birlikte içindeki önyargıları ve dogmaları yıkmalı,  İslami idealler ve Allah’a inancımızla ilişkili yenilenmiş temsiller inşa etmeliyiz.

Yorumlaman açıkça çoğu İslam alimleriyle keskin bir karşıtlık içerisinde. Onların önerdiği dini görüş, dogma ve geleneklerden yekpare. Bunun aksine, sen yaşayan, daima hareket halinde olan, dinamik bir varlık olarak tanımlıyorsun. Sence, neden inanç sıklıkla dogma, ceza, hatta şiddete dönüşme eğiliminde?

Nefes almayan, ölü bir inanç sosyal tembelliğe sürükler ve sonra sadece haksız sosyal yapı ve alışkanlıkların çoğalmasını haklılaştırmakta kullanılır. İnanıyorum ki, Kuran’da geçenler, peygamberler, kadınlar ve erkekler, Dünya’nın heryerinde yaşayanlar ve her uygarlığın hikayeleriyle, Allah insanlık tarihi boyunca bize rehberlik ediyor.  Tekliğin gerçek manası, çokluk ve çeşitlilikte. Her inancın, her idealin insanlığın hayallerine ve ihtiyaçlarına uyarlanması gerekir. Dogmaları, şiddeti ortadan kaldırmak ve haksız sosyal yapılardan inancımızı korumak için, ideallerimiz ve Allah’a olan inancımızla ilgili yeniden nasıl hayal kuracağımızı öğrenmek zorundayız.


Gelenekte sıkışmamak ve dogmanın yükü bir tür hareket yaratıyor, insanların islamın kalbindeki mesajı keşfetmesine öncülük edebilen bir tür dinamizm gibi. Ama bu bir yandan yanlış bir furyayı takip etmeye de evrilebilir ve sonuç olarak mesajın orijinal anlamından uzaklaşabilir. Bu kuir Müslümanlara karşı sık yapılan bir suçlama: Bu ithamlara cevabınız nedir?

Her insan idealinin esası temelde iyioluş ve mutluluktur. İslam inancının özünde insan haysiyetine saygı ve özgürlüğü teşvik vardır. Bunu anlamamak, Ay’ı gösteren bilgeye değil de, parmağına bakma ahmaklığı gibidir. İslamın ilk dönemlerinde bazı Sufi alimler Kuran’ın bir ayetinin 7000 farklı yorumlamasını görebiliyorlardı.

Ve bugün?

Bugün, bazı dogmatik bilginler çeşitlilikten endişe duyarak, sunduğumuz - onlara göre -“alternatif islam.”’ı bile kabul etmeyi reddediyor. Evet, ilerlemeci ve kapsayıcı Müslümanlar şuan sadece küçük bir azınlık ama sosyal yapılaı yeniden düzenlemek azınlıkların alternatif ideal ve etik önerileriyle sağlanır. Bizim alternatif, yenilenmiş islam temsilimiz Allah’ın bize rehber olan yaşayan, gün yüzüne çıkmamış sonsuz yüzlerinden biri.

Fransa’daki evlilik eşitliği karşıtı organizatörler Fas’ta benzer bir girişim düzenlediler, ki Fas’ta hala eşcinsellik bir suç ve eşcinsel evliliği tanımlayacak bir düzenleme yokken…

Homofobi ve transfobi maalesef her dinden veya ideolojiden dogmatik insanların üzerinde anlaştıkları az konudan biri. Şu gerçeği tekrar vurgulamak istiyorum ki ağacı sadece meyvesiyle yargılayamazsınız. Naziler demokratik bir seçimle gelmelerine rağmen; yahudileri, gey, lezbiyenleri yok etmeye çalıştı. Komünizmin Çin’deki temsili milyonlarca insanın ölmesine sebep oldu. Geçtiğimiz yüzyıl (dayatmacı anlayışla bireysel kimlikleri kontrol eden) faşizmi ve (kamusal ve hatta mahrem alanlardaki sosyal davranışları kontrol eden) totaliterliği anlamamız için korkunç fırsatlarımız oldu.

Aramızdan bazıları ideallerimizi ve etiğimizi başka kardeşlerimizin üzerinde güç kullanmak için kullanıyor diye, demokrasiden ve dayanışmadan kurtulalım mı? Hiç de bile, biz alternatif sunmak zorundayız ve Allah’ın Kuran’da dediği gibi “insanlar gelecek”, öyle ya da böyle. Diğer insanların sivil haklarını öz-tanımlama ve kendi kaderini tayin etme yoluyla elde etmemeleri yönündeki çabalar, basitçe Allah’ın bizlere Tevhid ve Birlik yolculuğunda, çokluk ve çeşitlilik aracılığıyla ilham verme hakkını inkar etmektir.Kuran'a göre tevhid bizim 'melekler' olarak düşündüğümüzden bizi daha iyi varlıklar yapar. Başkalarına karşı nefret dolu olan insanlar, onlar hakkında konuşulmasını bile hakketmezler.

Bizim de bildirdiğimiz gibi, Afrika ve Akdeniz’in Rabat Yönetim ve Ekonomi Okulunda (Avrupa üniversitelerindeki siyasi bilimlerin dengi) bir konferansın oldu. Nasıl geçti?

Kuir islam ve islami feminizm üzerine sunumum oldukça hoş karşılandı. Arap toplumları aslında Avrupalıların da “sadece” birkaç on yıl önce olduğu gibi, her türlü ayrımcılığa karşı insanı kaynaklar oluşturacaklar ve umuyorum ki Fas’taki bu girişimlerimiz de Arap tarihinin bir parçası olacak inşallah. Bu yüzden tüm enerjimizi aktarmak zorundayız. Kibire kapılmadan önyargı ve nefreti yok etmeyi deniyoruz. Alçakgönüllü bir şekilde önyargı ve nefreti yıkmaya, aynı zamanda Allah’tan mütemadiyen aldığımız bireysel ve kolektif ebedi mesajını taşıyan tamamen yenilenmiş bir anlayış inşa etmeye çalışıyoruz. Amin.

22 Ağustos 2020 Cumartesi

Renkli Tarihimiz- El- Muhannesun (Gerçek kadınlar olduk)


Bugünlerde muhannes kelimesi Arapça’da bir hakaret olarak kullanılsa da, Araplar bu kelimeyi geçmişte bir hakaret olarak değil, erkek olarak doğmuş, feminen karakterli, bugünkü transeksüel kadın kavramına en yakın tanımda kullanmışlardır. Bu terim feminen tavırlı eşcinsel erkekleri de kapsıyor. Muhanneslerin görünürlüğü neredeyse tüm İslami dönemlerde ve farklı ülkelerde açıktı. Sakallarını traş etmeleri, feminen konuşmaları ve Dalal, Tarifa gibi kadın isimleri kullanmalarıyla tanınırlardı. 
Hicretten sonraki ilk yüzyılda Ebu Bekir ibn Amr ibn Hazm, halife Süleyman ibn Abdal-Malik’ten muhannes sayılmasını istemiş, bunun üzerine halife, Medine şehir meclisine bir mektup yazmıştı. Yazarın kaleminden mürekkep damlası düşmüş, muhannesleri “saymak أحص” kelimesini “hadım etmek أخص”’e dönüştürmüştü. Mektup Medine’deki yetkililere ulaşıp katip okuduğunda yetkili “saymak” kastedilebileceğini anlamıştı. Katip, kha harfinin üstünde açıkça nokta olduğunu belirtti. Yetkili tüm muhanneslerin hadım edilmesi emrini verdi. Hadım edilmiş muhannesların sayısı tarih kitaplarında farklılık gösteriyor. Bu sayı 2,4,6,9 olarak değişiyor. Hadım zorunluydu ve bu yüzden bir şiddet sayılırdı. Ama ilginç olan buna tepkilerdi. 
 Ebu al-Fadl al-Meydani, Tuvays’ın hadımdan sonra: “Bu da başka bir sünnetti.”, Dalal’in: “En iyi sünnetti.”, Bard el-Fuat’ın:“Çiş borusu taşımaktan artık hürüz.” Zill Ash-Şagar’ın:“Niye kullanmadığımız bir silah taşıyalım ki?” dediğini aktarır. Hamza el-İsfahani, Tuvays’ın: “Siz bişey yapmadınız. Biz hadımla tamamen muhannes olduk.” dediğini aktarır. Dalal’in: “Tamamen muhannes olmak artık ulaşılabilir.” dediğini al-Bladheri iletmiştir. El- Jahiz’in iletimiyle Medine’nin ileri gelenlerinin onların: “Bizler artık gerçek kadınlarız.” dediğini, tercih ediyor olsalardı da kadın olmayı tercih edeceklerini aktarır. Hadımın sonucuna yönelik de: Bu hadımla muhannes kadınların ve feminen erkeklerin asla erişemeyeceği yumuşak bir ses ve düzgün vücut hatlarına sahip olduklarını iletmiştir, ki bu onların transeksüel kadın tanımını kapsadıklarını göstermektedir.

Kaynak: https://drive.google.com/file/d/1zPrJOEkphiKQPeG1TNdLZ2FW_fiIs-TV/view

15 Ağustos 2020 Cumartesi

Renkli Tarihimiz - Badhl, Şarkıcı – Lezbiyenlikten daha tatlı bişey görmedim


Abbasi’lerde, Caliph al-Mumun’ın hümükrandığı döneminde yaşadı. O dönemin yirmi binden fazla Arapça şarkı sözünü kitaplaştırarak sunan en önemli şarkıcılarındandı. Hem de yüzbinlerce şarkı sözünü ezberledi.

Yıllarca bir sanat okulunda şan ve müzikle ilgili büyük bir bilgi ve deneyimle yetenekli bir sanatçı olmasına yardım eden Ebu el-Kasım ibn Jami ve İbrahim ibn el-Mahdi gibi kıdemli uzmanların rehberliğinde eğitim gördü. En büyük destekçisi şarkı sözlerinde bilir kişiye dönüşmesini sağlayan muazzam hafızasıydı.
Ebu al-Faraj al-Isfahani ünlü kitabı al-Aghani’de: “Badhl güneşti. Medine’de doğdu ve Basra’da yükseldi. Çokça anlatılan rivayetlerde otuz bin şarkıyı söylemesiyle bilinen ileri gelen hayırseverlerinden biriydi.” yazdı. İtibarı ve bilgeliği sebebiyle evlilik teklifi sunan, ve bin bir çabayla gönlünü almaya çalışan hayranları vardı. Ama o erkeklerle evlenmeyi kesin olarak reddetmesiyle de tanınıyor. Al-Isgani onun “zarifa (Osmanlı Dönemide zürafa olarak kullanılırdı)” olduğu söylüyor. Arap şehirlerinde “Zarifa” bugünkü anlamıyla lezbiyenleri tanımlayan kelimedir. At-Tifashi de: “Bir kadına zarifa denmişse, bu onun lezbiyen olduğu anlamına gelir.” demiştir. Al Isfahani,  Caliph al-Mamun’nin içki masasında yaşanan bir olaydan bahsediyor. Söylediği şarkının bir dizesinde:
“Bir vaatten daha tatlı bir şey görmedim.” yerine, sözleri değiştirerek: “Zürafalıktan daha tatlı
bir şey görmedim.”diyor.

Kaynak: https://drive.google.com/file/d/1zPrJOEkphiKQPeG1TNdLZ2FW_fiIs-TV/view

11 Ağustos 2020 Salı

Fotoğrafçı Semra Habib'in Perspektifinden LGBTQ Müslümanlar

Fotoğrafçı Semra Habib'in tumbler adresinden ulaşabileceğiniz dünyanın bir çok yerinden müslüman lgbt+'larla yaptığı projeye ait röportaj:


 

8 Ağustos 2020 Cumartesi

Renkli Tarihimiz - Yukarı Mısır'dan Bir Lezbiyen, Mısırlı lezbiyenlere bulaşmayın!


Tihafsi, kitabı Nuzhat al-Albab’ta Abbasi döneminde Mısır’da tanıştığı Mısırlı bir yargıcın hikayesini anlatır. Olan şu ki, bir gece yargıç yukarı Mısır’da Qarafa ( Kahire’de bir antik mezarlık alanı) ‘ya gider ve orada kalmaya karar verir. Kadınların her hafta buluştuğu konutlar vardır. Mezarlıklar arasında katır sürerken, Qarafa’nın kenarında bazı sesler duyar. Ses, bir kadının inleme ve nefes sesleridir. Ses yargıcı şaşırttı ve nereden geldiğini bulmaya sürükler. Çok güzel bir Türk kadın ve üzerinde uzanan Mısırlı bir kadın görür. Seks yapıyorlardır ve birbirlerine romantik sözler söylüyorlardır.
Yargıç onları ifşa etmek istediğinde, mısırlı kadın susması ve onları rahat bırakması karşılığında Türk kadını ona sunar. Yargıç çoktan Türk kadının güzelliğine tutulduğu için kabul eder. Katır ve kırbacını Mısır’lı kadına bırakıp, kıyafetlerini soyup, ayakkabılarını çıkarmak için Türk kadına yaklaştığında, diğer kadının katırın kaçıyor bağırışlarını duyar ve yarı çıplak halde katırın ardından koşar. Ardından iki kadının kahkaha seslerini duyar. Kadın katırı kırbaçlamıştı ve insanlar da ona güldü. Bu olaydan çıkarılacak ders: Mısırlı lezbiyenlere bulaşmayın.

Kaynak:  https://drive.google.com/file/d/1zPrJOEkphiKQPeG1TNdLZ2FW_fiIs-TV/view

1 Ağustos 2020 Cumartesi

Renkli Tarihimiz - El Amin, Eşcinsel Halife

Harun er-Raşid’in oğlu Abbasi halifesi Muhammed el-Amin, bir kadınla evlenmekten kaçındı ve zamanının çoğunu genç oğlanlarla geçirdi.
Bu oğlanlardan biri de Kawthar’dı. Al-Amin tarafından seviliyor ve arzulanıyordu. Ona olan tutkusunu ifade ettiği şiirler yazdı. Hatta halifeye ulaşmak isteyenlerin bile, Kawthar’ı öven şiirler  yazması gerekiyordu.

Al-Amin’in Kawthar’a yazdığı dizelerden bazıları:
“İnsan sefil bir aşıktan ne isteyebilir ki
Kawthar benim dinim, hayatım, derdim ve dermanım
Biçaredir ki aşığı aşığından vazgeçirmek”

Annesi Zubahdah bint Ja’far saraydaki bakirelere erkek üniforması giydirerek onu kadınlara yöneltmeye çalıştı ama çabaları kifayetsiz kaldı.

Kaynak: https://drive.google.com/file/d/1zPrJOEkphiKQPeG1TNdLZ2FW_fiIs-TV/view

25 Temmuz 2020 Cumartesi

Renkli Tarihimiz - Abbasi Dönemindeki Transerkekler

Gey halife el-Amin’in onu kadınlara yöneltmeye çalışan annesi, saraydaki tüm bakirelere askeri erkek üniforması giymeyi emretmişti. Onlar çoğunluklar Ghulamiyyat (erkek gibi kız, erkek hizmetçiler) olarak bilinir.
Ghulamiyyatların varlığı yaygın bir olguydu. Gerçi bu Abbasi toplumundaki erkek eşcinselliğinin görünürlüğünü azaltmasına yardımcı olmadı. Ama bir çok transerkek ve kuir insanın daha özgürce kendini ifade etmesine yardımcı oldu. Sadece kıyafet değil, erkekler gibi farklı saç ve sakal şekillerine, koku ve aromalara da sahiplerdi. Bazısı Kasım, Cabbar gibi isimler bile kullanırdı. Ebu Nüvas bir şiirinde:
“Siyah gözlü kadınlar saygın bir şekilde erkek kıyafetinde göründü
Karışımlardan yapılmış sakal ve kıvırcık kısa saçlar ile
Açıkça maço tavırlara büründü, oyunlar oynadı
Erkeklerin oynadığı, el sanatları denedi
Silahlarını kullandı ve insanlar ayırt edemedi
Onlarla biyolojik erkekler arasındaki farkı”

Ebu Nüvas başka bir şiirinde:
“Güzel gözlü feminen maskülen bir kadın
Onu görseniz, erkek dersiniz”

Bu eşcinsel bir halifenin yönelimini değiştirmek için bir hareket olsa da, transseksüel erkeklerin alanlarda daha özgür olmasına yardımcı oldu.

Kaynak: https://drive.google.com/file/d/1zPrJOEkphiKQPeG1TNdLZ2FW_fiIs-TV/view

20 Temmuz 2020 Pazartesi

Müslümanlar İslam'da Biseksüelliği Onaylayabilir, Ki Buna İhtiyaç Da Var

Bu konuyu konuşmak kolay değil. Ama insani meselelere yönelik kesişimsel bir yaklaşım benimseyeceksek, bunu yapmak önemli.

Çağdaş İslam teolojisi çalışmalarının büyük bir kısmı eşcinsel Müslümanları tasdik ediyor. Sünni ve Şii muhafazakar Müslüman bilginler çoktan beri transeksüel müslümanları kabul ediyor. Ancak, biseksüel müslümanlar üzerine konuşmalar yeterli dikkati çekmedi.

Muhafazakar Müslüman bilginlerin eşcinsel Müslümanları zor kabullendiği gibi, LGBTQ müslüman bilginlerin ve aktivistlerin de etkili bir şekilde İslam'da biseksüellik üzerine durduğu söylenemez. İslam'da biseksüelliğe konuşmak kolay değil ama insani meselelere yönelik kesişimsel bir yaklaşım benimseyeceksek, bunu yapmak önemli.

Eşcinsel müslümanlar cinsel yönelimlerinin doğuştan ve değiştirilemeyeceğini savunuyor. Sahte bir evlilik yapmanın ikiyüzlüce ve kalıcı olarak bekareti muhafaza etmenin zalimce olduğuna inanıyorlar. Darura (ihtiyaç) ve raf al harj (zarardan kaçınma) kavramlarına dayandırılan İslamî görüşler, müslümanların endişelerini hafifletmeye ve eşcinsel gruplara girmelerine yardımcı oluyor.

Ancak bu argümanlar biseksüel müslümanları tasdik etmek için kullanılmıyor.. Muhtemelen bu, biseksüellerin heteroseksüel bir ilişki yaşama alternatifleri olduğu ve eşcinsel ilişkilerine odaklanarak gereksiz yere sıkıntıya girmeyecekleri gibi bir karşı argümana dayanıyor.

Ancak farkına varmalıyız ki, biseksüel müslümanlar her zaman heteroseksüel ilişkide olma alternatifine sahip değiller. Bekar bir anne veya ileri yaşlarında olan biseksüel müslüman kadınlar örneğini ele alalım. Bir çoğu için erkek bir partneri olması ihtimali daha düşük.

Aynı şekilde, dul veya maddi gerekçelerle evlenememiş bir biseksüel müslüman erkeği düşündüğümüzde, bir erkekle derin bir ilişkide olma ihtimali bir kadınla olmasından daha yüksek. Bu bağlamda aynı cinsiyetle ilişki bir alternatif değil, bir zorunluluk. Böyle bir ilişki geçici dürtülerle savuşturulamaz. Bu insani dokunuşa, şefkate ve yoldaşlığa derin bir arzuya dayanan gerekliliktir..


İnsan hayatının hükmü, Müslümanların tefsire dayanarak 'karılarını dövmek' veya 'Hristiyan ve Musevilerle arkadaşlık etmemek' gibi bağlamdan koparılmış ifadelere dayandırılmaz.


MOODBOARD VIA GETTY IMAGES


Böyle bir ilişkinin yokluğu bu müslümanlar üzerinde yersiz, gereksiz bir yük doğurur.. Böyle bir yüke İslam'da göz yumulmasa da,, Kuran’a dayandırılan baskı hala baskıdır. Dahası, İslam'da mantıksız yük gereksiz ve işlevsiz sayılır.. Bu demek oluyor ki ihtiyaca ve zarardan kaçınmaya dayalı görüşler biseksüel Müslümanları da kapsayabilir.

Dul erkeklerin veya bekar annelerin dışındaki genel bağlamda bile, biseksüel müslümanlar kendi cinsiyetleriyle daha güçlü bağlantı kurabilir. Mawadda (şefkat)’i fark etme görüşü, böyle durumlardaki yasal anlaşmanın geçerliliğine izin verir.

Biseksüel Müslümanlar için çok eşliliği haklılaştıran argümanlar, paralel olarak heteroseksüel müslümanlar için de geçerli. Bu bağlamda yetimlere bakılması için küçük çocukları olan yoksul bir dul erkekle biseksüel bir erkek de evlenebilir. Aynısı biseksüel kadınlar için de geçerlidir.

Peygamberin kendisi eşcinsellik ve biseksüellikle ilgili hiç konuşmadı

Ayrıca Lut kavminin hikayesinin cinsel yönelimi içermediğini kabul etmeliyiz. Kur’an’da Lut kavminin yol kesmesine, kamu düzenini bozmalarına, Lut’un konukseverlik teklifine uymamalarına ve aceleyle evine girip izinsiz bir şekilde misafirlerine ulaşmalarına dair geniş ve detaylı olarak vardır.

Lut kavminin hikayesi eşcinseller ve biseksüellerin hemcinsleriyle ilişkileriyle ilgili değildir. Aslında peygamber asla eşcinsel ve biseksüellerden bahsetmemiştir. Bu konu sonraki Müslüman nesillerin kendi sosyal törelerine ve tıbbi bilgilerine dayanarak kelime oyunları yapmalarından kalmıştır.

                                     
                                                                                       MARK BLINCH / REUTERS,2012 -Toronto /Kanada
Bütün hikaye, geçmiş milletlerin Allah'ın elçilerine karşı baskıları yüzünden yok edildiği bilgisiyle peygamberi rahatlatmakla ilgilidir. Bunun sebebi de, o dönemki kibirli Mekkeliler de benzer bir durum içerisindeydiler.

Gerçekten de, çağdaş müslüman muhafazakarlar, eşcinsel ve biseksüel müslümanları kınamak için bağlamından koparılmış "kadın yerine erkeklere yaklaşıyorsunuz" ifadesine odaklanarak Kuran pasajlarını büyük ölçüde görmezden geliyor.

Bağlamından koparılmış ifade de bile biseksüel ve eşcinsel bir ilişkiden bahsetmiyor. Buradaki ifade sadece yakınlık, şefkat ve yoldaşlık bağlamının yoksunluğuyla ilgili. Bu ayetler sadece arzu, dürtü ve hevesle alakalı.; ilişkiler geçici arzulara, dürtülere, heveslere dayanmaz.

İnsan hayatına ilişkin kararlar bağlamından koparılmış ifadelere dayandırılmaz. Ki, müslümanlar “kadını dövmek” ve “hristiyanlarla ve musevilerle arkadaş olmama” ifadelerinde olduğu gibi yoruma dayalı temelleri kolayca reddederler. Sonuç olarak, Müslümanlar yorumsamayla İslam'da biseksüellikten bahsedebilir ve biseksüel Müslümanları tanıyabilir.


18 Temmuz 2020 Cumartesi

Renkli Tarihimiz - Ebu Nuvas


En ünlü ilahi yazarlarından biridir. “Affediciliğin büyüktür.” isimli ilahisi Şii ve Sünni bir çok
ünlü şarkıcı tarafından seslendirilmiştir. Hala dini kanallarda çalmaya devam etmektedir.
Ebu Nuwas Abbasi döneminin en önemli şairlerinden biriydi. Belki de onun karakteri kendi
dönemi ve sonrasındakiler içinde en karmaşık olanıydı. Ebu Nuwas, kendisiyle ilgili olmayan
konuları hiç dert edinmeyen bir şairdi.
Başkalarının hakkındaki düşüncelerine önem vermedi. Aksine eylemleriyle açıkça ikiyüzlülüğü
küçümsedi.
Şaraba düşkündü ve onu öven şiirler yazardı. İnsanların çoğunun gizlice içmesiyle ilgili bu
dizeleri yazdı:
“Bana şarap dök ve de ki: Bu şarap
Açıkça dökmek varken, gizlice dökme.”

Tüyü bitmemiş oğlanlarla flört etmek yaygınken, o sakallı erkeklerle flört ederdi:
“Dedikoducular yanağında sakalları bitmiş diyor
Haddinizi aşmayın, bu bir hata değil diyorum
Güzelliği onu bulduğum günkü gibi, aynı
Ve bu şiir de laf edenlerden onu savunmak içindir.”
Ayrıca açıkça ve cesaretle erkek hizmetlilerin yanı sıra kadın sayılan al-Ghulamiyyat
(transerkek hizmetçi)‘larla flört etti.
Ebu Nuwas, kendiyle barışıklığın, dürüstlüğün, şeffaflığın ve şuan panseksüellik dediğimiz
cinsel çeşitliliğin güçlü bir örneğidir.

Kaynak: https://drive.google.com/file/d/1zPrJOEkphiKQPeG1TNdLZ2FW_fiIs-TV/view

11 Temmuz 2020 Cumartesi

Renkli Tarihimiz - Endülüs'lü İbn Sahl – Sevilla Şairi

Eşcinsel ilişkilere açıklık İslam Devletlerinde yaygındı. Endülüs’lü şair Ibrahim ibn Sahl al- Ishbili, Sevilla şairi olarak bilinir. Sevilla şehrinde, yahudi bir ailede doğmuş Endülüslü bir şairdir. Gençlik çağlarında İslam’a geçmiştir, Hz. Muhammed’i öven şiirler yazmıştır. Muvaşşaha olarak bilinen yöntemi en belirgin şekilde gazel türündeki şiirlerinde kullanan Endülüs’lü şairdir. Bu şiir gibi birçok şiiri hala popülerdir:

“Kırgın kalp hayalinle dolu
Sensiz uyku artık hoş değil
Tümüyle aşk ve arzuyum,
Seni seven. Ay’ım, dürüstçe ve övünçle”

Al-İshbili Musa adında bir erkeğe aşıktı ve şiirlerinde bundan söz ediyordu:
“Musa’nın yanağındaki çiller
Aşkın ışığındaki kara ihtarlar gibidir
Ve gamzesi mürekkep sıçraması gibi
Güzel bir sarmaldır”

Bazıları Al-İshbili’nin erkek bir aşığından değil, Musa peygamberden bahsettiğini söyler.  al- Bahr al-Muhit’i yazan  Athir ad-Din Ebu Hayyan, açıkça flörtle ilgili dizelerini göstererek bu iddianın yanlış olduğunu kanıtlar:
“Peygamber Musa’yla ilgili hikayeler dinleyip dururum
Senden bahis bulmayı arıyorum.”
Ve başka bir şiirde:
“Peygamber Musa sihrin hükmünü kaldırdı,
Ve şimdi Musa sihiriyle geri döndü.”